Seben

Büyük şehrin karmaşasından kurtulmak ve birkaç günlüğüne de olsa doğayla baş başa kalmak için bir yerlere kaçmak istiyoruz. Ne de olsa kuş seslerini dinlemek, doğanın tadını çıkarmak şehir insanının çok yaşayamadığı bir şey. Her Ankaralının ilk aklına gelen yerlerden biri olan Yedigöller’e gitmeyi planlarken, Umut hafta sonunu geçirmemiz için Ankara’dan yaklaşık iki saat uzaklıktaki Bolu'nun Seben ilçesinde güzel bir hafta sonu programı yapıyor. Umut hariç daha önce aramızdan kimse Seben’e gitmediğinden heyecanlanıyoruz. Cumartesi sabah yola çıkıyor, Beypazarı'nda kısa bir mola verip mangal için alışveriş yaptıktan sonra öğlen saatlerinde Seben’de oluyoruz. 

İlçede konaklayabileceğimiz tek yer Vegke Kütük Evleri. “Vegke” ismi, aile bireylerinin isimlerinin baş harflerinden oluşuyor. Sahibi Volkan ARIKOĞLU (0 533 452 34 57) tarafından işletilen otel, kelimenin tam anlamıyla sevimli bir aile işletmesi. Burada geçirdiğimiz zaman boyunca kendimizi evimizde gibi hissediyoruz. Doğal yapıyı bozmadan teraslama yöntemiyle bir yamaca kurulmuş olan Vegke Kütük Evleri’nde sekiz adet bungalov bulunuyor. Bunlardan bazıları çift katlı ve 5-6 kişilik bir ailenin rahatlıkla konaklayabileceği şekilde tasarlanmış. Gerek konforlu bungalovlarını, gerek doğal ambiyansını, gerekse lezzetli mutfağını çok sevdiğimiz tesisi şiddetle tavsiye ediyorum.

Seyir terasındaki çılgın gençlik :)

Vegke Kütük Evleri’nin restoran kısmı

Muazzam köy kahvaltısı

Balkon güzelleri :)

Vegke Kütük Evleri

Bungalovlardan birinin içi

Bungalovlarımıza yerleşip soluğu yaklaşık 10 km uzaklıktaki Seben Gölü’nde alıyoruz. Yaylalarla çevrili Seben Gölü, Karadeniz Bölgesi’nin en büyük yapay göleti. Çevresi yaklaşık 22 km olan göl, tarımsal sulama amacıyla yapılmış. Yakınında herhangi bir tesis veya işletme yok. Yarım saat bile sürmeyen yol esnasında bir anda adeta mevsim değişiyor ve karla kaplı bir ormanda doğayla baş başa kalıyoruz. Oldukça hazırlıklı geldiğimizden (Ömer’le benim botumuz olmaması hariç! :)), piknik sandalyelerimizi göle doğru çevirip, mangalımızı yakıyoruz. Bir yandan sucuklarımızı pişirip bir yandan gölü seyre dalıyoruz.

Seben Gölü’ne doğru adım adım…

Seben Gölü, muhteşem bir manzarayla bizi karşılıyor.

Gölet yapıldıktan sonra suyun ortasında kalmış cami

Gün kararana kadar kuş seslerinin, karın ve gölün tadını çıkarıyoruz. Havanın biraz daha soğumasıyla gitme vaktinin geldiğini anlıyoruz :)

Geceyi, uzun zamandır izlemek istediğimiz ve bir türlü vakit bulamadığımız James Dean’in Asi Gençlik filmini izleyerek geçiriyoruz. Aslında Hakan, getirdiği projeksiyon cihazı ve beyaz perde ile bize küçük bir oda sineması kuruyor!

Oda sinemamız

Film sonrası eğlenceye devam :)

Muazzam bir köy kahvaltısı yaptıktan sonra Seben’nin Solaklar Köyü’ndeki kaya evlerine gidiyoruz. Bölgedeki kaya evlerinin Frigyalılar tarafından savunma amacıyla yapıldığı düşünülüyor. Volkan Bey’in söylediğine göre, Yıldırım Bayezid ile Timur arasındaki Ankara Savaşı’nda Çelebi Mehmet ve askerleri bu kaya evlerinde saklanmışlar.

Derin vadilerde yüksek kayalara oyulmuş dört katlı kaya evleri

Kaya evleri

Bekle bizi kaya evleri, geliyoruz :)

Kaya evlerinin içi

Kaya evlerinin içi

Dört katlı olan kaya evleri birbirlerine bacalarla bağlanıyor.

Kaya evlerinden bölgenin görünümü

Kaya evlerinden bölgenin görünümü

Solaklar Vadisinde bir karahindiba

Solaklar Vadisindeki tarihi değirmen

Her güzel geçen zaman gibi bu hafta sonumuz da su gibi akıp geçtikten sonra, eve doğru yola çıkıyoruz. Tam anlamıyla zihnimizi boşalttığımız bu iki gün boyunca o kadar çok gülüp eğleniyoruz ki, bir daha hiçbir organizasyonu ertelememeye karar veriyoruz. Ne de olsa aradığımız huzur bazen birkaç saat uzaklıkta oluyor…